Pandemiden önce 2019 yılında yazdığım yazımda Tarım ve Teknolojinin öneminden bahsetmiştim ve bitiş cümlem ise: “Katma değerli, verimli ve bağımsız bir Türkiye için tarımda en iyi noktada olmamız lazım ve bunun içinde teknolojiyi en iyi şekilde kullanmalıyız”
Bağımsız bir Türkiye için tarımın önemini daha çok gördük. Ayrıca pandemi de bize kapanmalar sırasında açlık mı hastalık mı sorusunu çok sordurdu ve hala sorduruyor. Bu tür ikilemler arasında kalmak istemiyorsak tarımda kendi kendine yeten ve topraklarını en iyi şekilde kullanan, katma değeri yüksek verimli tarımcılık yapan, kaynaklarını doğru kullanan aynı zamanda da bunları yapabilmek için Bilime ve teknolojiye yatırım yapan bir ülke olmak zorundayız.
Tarım sektörünün ülkemizde gelişimi için bir çok başlık bulunmakta. Ben bu yazımda Bilişim teknolojilerinin tarımın verimli yapılması için bazı çalışmalardan örnek vereceğim.
Tarımın ülkemizde gelişimi ve verimli yapılması için Bilgi ve haberleşme Teknolojilerinden en fazla şekilde kullanılması gerekmektedir.
Özelliklede günümüzde hayatımızın her alanına giren IOT (internet of things) yada dilimizdeki tabiriyle nesnelerin interneti kavramı tarım sektöründe en çok kullanılacak yeni nesil teknolojidir.
Nesnelerin İnterneti, çevremizdeki fiziksel olayları kontrol etmemizi ve takip ederek analiz etmemizi sağlayan cihaz, yazılım ve erişim hizmetlerini kapsayan bir iletişim ağıdır. Bu fiziksel olaylar, üretim süreçleri, enerji şebekeleri, hasta takip sistemleri, geri dönüşüm süreçleri, taşımacılık, akıllı binalar, alışveriş vs. gibi alanlardaki ölçülebilir büyüklükler veya kontrol sistemleri olabilir.
En basit haliyle buna akıllı tarım denmektedir.
Akıllı tarım, modern bilişim yöntemlerinin tarım üretimlerinde verimliliği arttırması amacıyla kullanılmaktadır. Nesnelerin interneti dediğimiz kavram içerisinde anabileceğimiz akıllı tarım sayesinde, üreticinin işleri kolaylaşmakta aynı zamanda da üründe verim ve kalite artmaktadır. Akıllı tarım yöntemi ile çiftçiler, tarlalarını tablet ya da telefondan kolay bir şekilde kontrol edebilecek ve sulamaya kadar birçok işlemi uzaktan halledebilecektir.
Dünyanın 4. Sanayi devrimini benimsemesiyle birlikte gelişen teknolojiler, hayatımızın birçok noktasında bizlere kolaylık sağlamaktadır. Bunun en büyük örneği de tarım sektöründe yaşanan olumlu yöndeki farklılıklardır. Tarım makinelerinin birbirleri ile eş zamanlı ve etkileşim halinde çalışması akıllı tarımın en önemli getirilerinden birisidir. Bu sayede tarımsal ürün üretiminde hız kazanılır ve dolayısıyla kazanç da artar.
Tarım sektöründe yeni yeni kullanılmaya başlanan nesnelerin interneti kavramı sayesinde, verimliliğin en üst düzeye çıkarılması amaçlanmaktadır. Tarım için üretilen birçok akıllı sistem sayesinde doğal kaynaklar da gereğinden fazla kullanılmayarak maliyeti düşürmektedir. Hal böyle olunca üretilen ürünlerden daha fazla kazanç sağlanmakta ayrıca çevreye de zarar verilmemektedir. Akıllı tarım ile birlikte özellikle son yıllarda yavaş yavaş bütün ülkelerin etkisi altına girdiği su kıtlığı riskini de azaltmak hedeflenmektedir. Çünkü bu yöntem sayesinde çiftçiler nerede ne kadar su kullanması gerektiğini bilecek ve israf yapmayacaklardır.
Akıllı tarımın en önemli hedeflerini listelemek gerekirse şu maddeleri ön plana çıkarabiliriz:
Tarımda kimyasalların kullanımının azalması ve buna bağlı olarak ürünlerin daha sağlıklı ve kaliteli olarak üretilmesi. Öte yandan bu kimyasalların yarattığı maliyetin de bitirilmesi.
Akıllı tarımın kullanılmasıyla beraber çevre kirliliğinin de azaltılması hedeflenmektedir. Hatta kirliliğe bağlı olarak gün geçtikçe daha tehlikeli hale gelen küresel ısınma da bu yolla azaltılabilir.
Nesnelerin internetinin tarım sektöründe kullanılmasının bir diğer avantajı da maliyetlerin düşürülmesidir. Her doğal kaynağın yeterli miktarda kullanılmasını sağlayan bu sistemler sayesinde, boşa kullanım olmamaktadır.
Bir diğer konu ise Tarım teknolojilerinde eko sistem, teşvik, destekler ve yatırım fonlarıdır. Artık ülkemizde birçok farklı alanda olduğu gibi Tarım Ar-Ge ‘ye de iç ve dış maddi destekler bulmak mümkün haline geldi. Üniversiteler içerisinde yer alan teknoloji bölgelerinde PPP iş birlikleri artmaya başladı. Başarılı projeler desteklenebiliyor. İnanıyorum ki ülkemizde kararlı bir tarım politikasıyla mevcut tarım kapasitemizin çok daha fazlasını kısa sürede ulaşacağız.